23 Ekim 2010 Cumartesi

Greenpeace ve Unicef

İkidir "harrasment" konsepti üzerinden gidiyorum ama çok rahatsız olduğum için en çok dikkatimi çeken pazarlama yöntemlerinden biri bu olsa gerek.

O yeşil t-shirt'lü Greenpeace ve mavi t-shirt'lü Unicef'çileri de yine hepimiz görmüşüzdür, yine, onlar tarafından, şehrin en işlek yerlerinde yolumuz kesilmiştir.

Bu hafta bir Greenpeace'çi peşimden koştuğundan beri, bunu blog'a yazmayı düşünüyorum.

Şöyle ki, iki sivil toplum örgütünün de çalışmalarını çok beğeniyorum ve kendi paramı kazandığım zaman finansal olarak desteklemekten kesinlikle çekinmeyeceğimi düşünüyorum. Fakat bağış toplama çalışmaları beni o kadar itiyor ki, o iki örgütü de düşünürken ısrarcı çalışanlarını göz ardı etmek zorunda kalıyorum.

Şehrin işlek yerlerinde genellikle insanların acelesi olur. Özellikle telefonda konuşuyorken veya kulaklıkla müzik dinliyorken insanlar rahatsız edilmemek ister. Daha da basitinden, insanın parası yoksa veremez ya da duyduğu bir şeyi bir kez daha duymak istemez.

İşte bu inatçı örgüt çalışanları, bu durumların hepsini göz ardı ederek şehrin farklı yerlerinde, eğer çok dolaşıyorsanız birden fazla kez yolunuzu kesiyor. (Mesela ben önce Kadıköy iskelesinde, sonra Beşiktaş iskelesinde sonra da İstiklal'de 2 kere olmak üzere 4 kere yolumun kesildiğini hatırlıyorum) Her birine teker teker, para vermek istemediğimi, öğrenci olduğumu, zaten kredi kartı kullanmadığımı, kredi kartına karşı olduğumu ama online destekçileri olduğumu, ayrıca etkinlikleri hakkında daha önce başkaları tarafından bilgilendirildiğimi birkaç ay belirmek zorunda kaldıktan, artık o "teşekkür ederim" diyip geçen soğuk insanlardan birine dönüşmeye karar verdim. Bu gündelik hayatımın bir parçası olsun istemiyorum çünkü artık.

Onlar için bir kişiden alacakları 5 lira'nın bile önemli olduğunun farkındayım. Onların çalışmaları ne kadar popüler olsa bile, kendi kendine düşünüp de bağış yapacak insanların sayısının az olduğunu o yüzden hatırlatmaları gerektiğinin de farkındayım. O örgüt çalışanlarıyla, erasmus yaptığım Finlandiya'da karşılaştığımda bu kadar sorun yaşamıyordum çünkü bir kere negatif bir cevap aldıklarında ya da daha önce dinlediğimi söylediğimde teşekkür edip gidiyorlardı. Ancak burda o kadar ısrarcılar ki, bunu birazcık daha düşürmeleri taraftarıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder